Gemlik’in Gelişememesinin Perde Arkası: Liyakat Yoksunluğu ve Kısa Vadeli Çıkarlar
Gemlik’in şimdiye kadar istenilen seviyede gelişememiş olmasının temel sebeplerinden biri, yerel yönetimlerde liyakat yerine ahbap-çavuş ilişkilerine dayalı kadrolaşmanın yaygın olmasıdır.(Ki ülkemizin de makus talihidir)
Bu durum, yönetimlerin şeffaf, hesap verebilir ve kentin uzun vadeli çıkarlarını gözeten politikalar üretmesinin önüne geçmiştir.
Dolayısıyla, kentteki gelişim potansiyeli, kısa vadeli ve rant odaklı kararlara kurban gitmiştir.
Gemlik gibi doğal güzellikleri, stratejik limanları ve zengin tarihî mirası olan bir kentin istenilen düzeyde olmaması, yerel yönetimlerin bu değerleri koruyacak ve geliştirecek uzmanlığa sahip kişileri görevlendirmemesinden kaynaklanmıştır.
Liyakat esaslı bir kadrolaşma olmadığı zaman, kentin gerçek ihtiyaçlarını belirleyip bunlara uygun projeler geliştirmek zorlaşır. Bu yüzden de, kentimiz estetik değerlerini, çevresel kaynaklarını ve kültürel yapısını koruyayamamıştır.
Ayrıca, kültürel yozlaşma da bu sürecin önemli bir parçasıdır. Yerel yönetimlerin kısa vadeli çıkarlar peşinde koşarak kent planlamasında halkın katılımını ve kültürel mirası göz ardı etmesi, Gemlik’in modern seviyeye erişmesini engellemiştir.
Kültürel mirasın ihmal edilmesi, halkın da kente olan bağlılığını ve yönetime güvenini zayıflatmıştır. Bu da kentte ortak bir gelecek vizyonunun oluşmasını zorlaştırmıştır.
Diğer etkenler arasında, çevre ve şehir planlamasının doğru yapılamaması, sanayi ile doğanın dengesiz şekilde entegre edilmesi ve uzun vadeli sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin eksikliği sayabilirim.
Adam kayırma ilişkilerine dayalı bir yönetim anlayışı, genellikle bu tür karmaşık sorunlara uygun çözümler geliştirmekte yetersiz kalır, çünkü yönetim kademelerinde uzmanlık değil, kişisel ilişkiler ön planda olur.
Özetle, Gemlik’in istenilen gelişimi sağlayamamasında başlıca etken, liyakatsizlik, ahbap-çavuş ilişkileri, kültürel ve çevresel duyarsızlık ve kısa vadeli rant politikalarının kentin değerlerini gölgede bırakmasıdır.
Ne demiş atalarımız: “Ehline iş ver ki iş işlemeye yüz tutsun.”