Gemlik… Köklerde cesaret, Gökte hürriyet ile 11 Eylül kurtuluş destanını tarihe yazdırır

Gemlik’imizin Kurtuluş günü yaklaşıyor ..11 EYLÜL 1922 de düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü.103. yıl dönümünü kutlayacağız.
Sadece bir tarih değil; bir ruh, bir kimlik, bir hafızadır. 11 Eylül, bu toprakların var oluş mührüdür. O gün, sadece düşman işgalinden değil, umutsuzluktan da kurtulundu. Atalarımız, gemilerin dalgalarına, zeytinliklerin köklerine, dağların sükûnetine kendi cesaretlerini kazıdılar.
SOSYOLOJİK OLARAK
GEMLİK ‘İMİZİN DOKUSU NASIL
Gemlik halkı, tarih boyunca birlikte direnmeyi, yan yana durmayı bildi. Kurtuluş mücadelesi, bu birliğin en somut kanıtıdır. Bugün ise aynı birlik ruhuna, çevreyi korumada, şehri yaşatmada, denizi ve doğayı sahiplenmede ihtiyacımız var. Çünkü toplumsal çözülme, sadece ekonomik ya da siyasi değil; çevreye, mekâna ve ortak mirasa duyarsızlıkla başlar.
Gemlik insanı, zeytin ağacı gibidir: kökü derin, gövdesi güçlü, meyvesi bereketli. Ama her kuşak, bu kökten beslenmediğinde, ruhsal bir boşluk doğar. Bugün gençlerin yaşadığı kırılmalar, kimlik arayışları, aslında köklerinden yeterince beslenememekten kaynaklanıyor. Psikolojik denge, aidiyetle güçlenir; insan kendini bir yere ait hissettiğinde, ruhu da huzur bulur.
ENTELEKTÜEL BAKIŞI:
Gemlik’in denizi, limanı, zeytini ve tarihî dokusu sadece birer doğal güzellik değil; kültürel sermayedir. Bu değerleri korumak, sadece nostalji değil; gelecek inşasının da en akıllıca yatırım yoludur. Modern şehircilik ile geleneksel dokuyu uyum içinde yaşatmak, Gemlik’in entelektüel vizyonu olmalıdır.
GEMLİK HALKININ RUHU:
Gemlik Halkı, tarihten bugüne sabrı, çalışkanlığı ve paylaşmayı miras aldı. Halkı, zor zamanlarda birlikte ağladı, birlikte direndi, birlikte ayağa kalktı. Bugün aynı ruh, çevreyi korumada, denize sahip çıkmada, şehrin tarihini yaşatmada yeniden filizlenmeli.
HİKAYE DİLİ İLE;
BİR DEDENİN ANLATISINA
ŞAHİT OLALIM ŞİMDİ:
“Evlat…” dedi dede, torununun başını okşarken. “Bu topraklarda biz sadece taşla, toprakla değil; yürekle, inançla savaştık. 11 Eylül sabahı, Gemlik’in üzerine yeniden güneş doğdu. İnsanlar sevinç gözyaşlarıyla birbirine sarıldı. Çünkü kurtuluş sadece düşmandan değildi; korkudan, umutsuzluktan da kurtulmuştu bu güzel ilçe.
Torunu merakla baktı: “Dede, peki biz şimdi ne yapmalıyız?”
Dede gülümsedi: “Şimdi bize düşen, o günkü cesareti bugüne taşımak. Denizi kirletmemek, zeytinlikleri korumak, komşuna sırtını dönmemek… İşte bunlar da kurtuluşun devamıdır. Bir şehri , ilçeyi,savunmak sadece silahla olmaz; doğasına, tarihine, insanına sahip çıkmakla olur.”
SONUÇ OLARAK NE YAPMALIYIZ?
Çevre bilincini bir lüks değil, kurtuluş ruhunun devamı olarak görmeliyiz.
Gençlere sadece iş değil, aidiyet ve tarih şuuru vermeliyiz.
Zeytinlikleri, kıyıları, kültürel değerleri emanet bilinciyle korumalıyız.
Gemlik’in birlik ruhunu bugünün dayanışmasına taşımalıyız.
GÜZEL BİR MESAJ İLE
YAZIMIZA NOKTA KOYALIM
Gemlik’in kurtuluşu, sadece geçmişin anısı değil; bugünün sorumluluğu, yarının teminatıdır.
RABBİM bize bu şehri korumayı, atalarımızın mirasına sahip çıkmayı, nesillerimize temiz bir toprak ve berrak bir deniz bırakmayı nasip et. Âmin.”
ELİF TANKUT
SOSYOLOG GÖZLEMCİ