Gemlik’te Tek Sorun Liderlik mi?

Gemlik’te işler biraz sallantıda gibi. Ama asıl mesele liderlik mi, yoksa ehil ellere iş vermemek mi?
Yani hani şu “işi ehline verin” meselesi… Bizde tam tersi işliyor: Ehliyet yerine eş-dost ilişkileri, liyakat yerine sadakat.
Ne diyelim, hamama giren terler ama bizim yöneticiler nedense hep serin!
Düşünsenize, bir lokantaya gidiyorsunuz. Garson geliyor, “Ben aslında doktorum ama dayımın hatırına buradayım” diyor. Şimdi bu adamın çorbanızın tuzunu ayarlamasını ister misiniz? İşte tam da böyle, belediyede ya da herhangi bir kurumda işi bilmeyenler karar verince ortaya tatsız bir yemek çıkıyor.
Gemlik’in meseleleri belli: Trafik desen düğüm olmuş, altyapı desen halı altına süpürülmüş, sahil desen “Açık deniz mi, açık proje mi?” belli değil! Ama yöneticiler mikrofonu eline alınca öyle bir anlatıyor ki sanırsınız Monaco’yuz!
Eğri oturup doğru konuşalım: Liyakat olmayınca işler arapsaçına dönüyor. Çünkü ehliyeti olmayan şoför direksiyona geçti mi, kamyonu şarampole yuvarlar. Ama bizde kamyon devrilince suç şarampole atılır!
Peki, çözüm ne?
Çözüm çok basit ama bir o kadar da zor:
Liyakat!
Yani işin ehline verilmesi. Ama işte bu, her zaman kolay olmuyor. Çünkü tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış! Liyakat sahibi insanlar kenarda beklerken, sahne hep daha yüksek sesle konuşanlara kalıyor.
Sonuç olarak, mesele sadece liderlik değil. O liderin etrafındaki kadro da önemli. Yoksa hep beraber “GemlikKörfezi gibi dalgalı” günlere devam ederiz.
Sonuçta, balık baştan kokar ama deniz hepimizindir!