Türk Diyanet Vakıf-Sen’den Net Tepki: “İmam Hatip Liseleri Üzerinden Yürütülen Mesnetsiz Saldırılar Asla Kabul Edilemez”

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı, son günlerde imam hatip liselerine yönelik yürütülen söylemler hakkında sert bir açıklamada bulundu. LGS yerleştirme sonuçlarının ardından bazı siyasi isimler ve çevrelerin bu okulları hedef almasını “toplumun dini ve manevi değerlerine açık bir saldırı” olarak nitelendiren Şanlı, özellikle İYİ Parti Grup Başkanvekili Turan Çömez’in açıklamalarını “talihsiz ve kutuplaştırıcı” olarak değerlendirdi.

Hilmi Şanlı: “Bu, yalnızca bir okulu değil, bir inancı hedef almaktır.”

“İmam hatip liseleri, bu milletin tarihi ve kültürel kodlarının taşıyıcısıdır. Bugün bu okullarda eğitim gören binlerce genç hem bilimle hem inançla donanıyor. Onları ve bu kurumları küçümseyen her söylem, halkımızın değerlerine yöneltilmiş bir hakarettir.”

Hilmi Şanlı, imam hatip liselerinin yalnızca dini eğitim veren yapılar olmadığını; akademik başarıları, sosyal sorumluluk projeleri ve üniversiteye giriş başarıları ile çağın ihtiyaçlarına cevap verebilen çok yönlü eğitim kurumları olduğunu vurguladı.

“Fatih Sultan Mehmet’ten ilham alan bir eğitim modeli”

Açıklamasında Osmanlı’dan günümüze eğitim anlayışına da değinen Şanlı, dini ve beşeri ilimlerin birlikte yürüdüğü bir eğitim sisteminin tarihsel köklerini hatırlattı:

“Fatih Sultan Mehmet bir hafızdı ama aynı zamanda matematik, astronomi, felsefe ve yabancı dillerde derin bilgi sahibiydi. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman gibi liderler, dini eğitimle birlikte büyük devlet vizyonunu da bir arada taşıdılar. Bugün imam hatip liseleri bu bütüncül eğitimin modern yansımasıdır.”

“Kutuplaştırıcı dil, toplumsal barışa zarar verir”

Şanlı, Turan Çömez’in açıklamalarının eğitim politikası eleştirisinin ötesine geçip bir toplumsal kutuplaşma aracı haline geldiğini belirterek, siyasi sorumluluk taşıyan herkesin daha yapıcı ve kapsayıcı bir dil kullanması gerektiğini ifade etti.

“Eğitimde her kurumun bir misyonu vardır. İmam hatip liseleri de bu sistemin ayrılmaz parçasıdır. Siyasi söylemlerde bu gerçek göz ardı edilmemeli. Bir okulun itibarsızlaştırılması, öğrencileriyle birlikte ailelerini, öğretmenlerini ve bu kuruma inanan milyonları da incitir.”

Türk Diyanet Vakıf-Sen: Bu Değerlere Sahip Çıkmaya Devam Edeceğiz

Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak, imam hatip liseleri başta olmak üzere toplumun inanç ve eğitim değerlerine yöneltilen mesnetsiz saldırıların karşısında durmaya devam edeceklerini vurgulayan Hilmi Şanlı, sözlerini şöyle tamamladı:

“Biz bu kurumların arkasındayız. Kimse milletimizin değerlerini temsil eden kurumları siyasi hesaplarla hedef haline getiremez. Sayın Çömez’i de bir an önce birleştirici bir dil kullanmaya ve toplumsal değerlerimize saygı göstermeye davet ediyoruz.”

Türkiye’de eğitim sistemine dair tartışmaların öğrenci ve kurumları hedef almadan, daha yapıcı ve çözüm odaklı yürütülmesi gerekiyor. Hilmi Şanlı’nın açıklaması, özellikle toplumun geniş bir kesiminin sahip çıktığı imam hatip liseleri özelinde duyarlılık çağrısı niteliğinde. Eğitim politikalarında ideolojik kamplaşmalar yerine, ortak değerlerde buluşan bir yaklaşım büyük önem taşıyor.

İşte o açıklama metni…

Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hilmi Şanlı;İmam Hatip Liseleri Üzerinden Yürütülen Mesnetsiz Saldırılar Asla Kabul Edilemez!

Son günlerde Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında açıklanan yerleştirme sonuçları vesilesiyle, bazı kesimlerce imam hatip liseleri üzerinden yürütülen kasıtlı ve yanıltıcı söylemler kamuoyunun malumudur. Bu çerçevede, İYİ Parti Grup Başkanvekili Sayın Turan Çömez’in, imam hatip liselerini ve bu liselerde eğitim gören öğrencileri hedef alan açıklamaları, sadece talihsiz değil, aynı zamanda toplumun dini ve manevi değerlerine açık bir saldırıdır.

İmam hatip liseleri, bu milletin tarihî, kültürel ve inanç değerlerinin taşıyıcısı olan önemli kurumlardır. Bu okullar, sadece din eğitimi vermekle kalmayıp, aynı zamanda akademik başarılarıyla da son yıllarda birçok alanda öne çıkmaktadır. Bu kurumları başarısızlıkla, işlevsizlikle ya da zorlamayla ilişkilendirmek, hem bilimsel verilere hem de vicdana aykırıdır.

Tarihimize baktığımızda, Osmanlı padişahları başta olmak üzere devlet yöneticileri, dini ilimler ile beşerî ilimleri birlikte tahsil etmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet, hem bir hafız hem de matematik, astronomi, felsefe ve yabancı dillerde derin bilgi sahibi bir lider olarak, çağ kapatıp çağ açan bir cihan padişahı olmuştur. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman gibi isimler de, dini eğitimle birlikte devlet yönetiminde derin izler bırakan şahsiyetlerdir. Bu örnekler, din ile bilimin, inanç ile aklın birlikte yürüyebileceğinin tarihî delilleridir.

İmam hatip liseleri, bu anlayışın modern eğitimdeki yansımasıdır. Bu kurumlarda yetişen gençler hem manevi değerlerle donanmakta hem de bilimsel ve sosyal alanlarda güçlü bireyler olarak topluma kazandırılmaktadır.

Sayın Çömez’in açıklamaları, eğitim politikalarının tartışılması sınırını aşarak, bir eğitim kurumunu ve onun mensuplarını itibarsızlaştırma çabasına dönüşmüştür. Bu, demokratik bir siyaset diline yakışmadığı gibi, toplumu kutuplaştırma potansiyeli taşıyan sorumsuz bir yaklaşımdır. Eğitim sistemimizde her okul türünün bir misyonu vardır ve imam hatip liseleri bu sistemin ayrılmaz bir parçasıdır.

Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak, toplumumuzun inanç değerlerini hedef alan, imam hatip liselerini zan altında bırakan her türlü söylemin karşısında olduğumuzu açıkça ifade ediyoruz. Sayın Çömez’i, yapıcı ve birleştirici bir dil kullanmaya, ötekileştirici açıklamalardan uzak durmaya davet ediyoruz.

İmam hatip liselerine yönelen bu tür haksız eleştiriler, sadece bu kurumlarda eğitim gören öğrencilerimizi değil, aynı zamanda ailelerini, öğretmenlerini ve geniş bir toplum kesimini incitmektedir. Kimse, milletimizin değerlerini temsil eden kurumlarımızı siyasi hesaplara kurban etmeye kalkmamalıdır.

Saygılarımızla,

Hilmi ŞANLI
Türk Diyanet Vakıf-Sen
Genel Başkan Yardımcısı