Dolar 33,9963
Euro 37,8652
Altın 2.822,63
BİST 9.613,65
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 26°C
Hafif Yağmurlu
Bursa
26°C
Hafif Yağmurlu
Pts 27°C
Sal 26°C
Çar 25°C
Per 25°C

Marmara Denizi’nde Büyük Tehlike: MKS Kimya’nın Kapasite Artışı Çevreyi, Deprem Bölgesini ve Balıkçılığı Tehdit Ediyor

Marmara Denizi’nde Büyük Tehlike: MKS Kimya’nın Kapasite Artışı Çevreyi, Deprem Bölgesini ve Balıkçılığı Tehdit Ediyor
9 Ağustos 2024 13:05
A+
A-

Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren MKS Marmara Entegre Kimya Sanayi Anonim Şirketi’nin planladığı kapasite artışı, Marmara Denizi’nde büyük bir çevresel felaketi tetikleyebilir ve Gemlik’in depremselliği göz önüne alındığında ciddi riskler oluşturabilir. Aynı zamanda, bu proje Gemlik Körfezi’ndeki balıkçılık faaliyetlerini de tehdit ediyor.

1976 yılından bu yana kimyasal madde üretimi yapan MKS Marmara, mevcut üretim kapasitesini artırmak amacıyla Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecini başlattı. Şirket, Gemlik’in Ata Mahallesi’nde yer alan tesisinde, mevcut durumda 12.000 ton/yıl olan Fenol Formaldehit Reçine üretim kapasitesini 50.000 ton/yıla çıkarmayı hedefliyor. Ancak bu artış, sanayiye katkı sağlamak yerine, Marmara Denizi’nde ve bölgedeki depremsel riskler göz önüne alındığında, ciddi çevresel ve yapısal zararlar doğurabilir.

Geçtiğimiz yıl Marmara Denizi’nde yaşanan ve büyük bir çevre felaketine dönüşen müsilaj (deniz salyası) olayı, bu tehlikenin en somut örneği olarak hafızalarda yer etti. Uzmanlar, müsilajın deniz suyunun sıcaklığındaki değişim ve evsel atıklar gibi faktörlerden kaynaklandığını belirtirken, MKS Marmara’nın planladığı kapasite artışının bu süreci daha da hızlandıracağı konusunda uyarıyor.

Özellikle, Gemlik’in yüksek deprem riski taşıyan bir bölgede yer alması, durumu daha da kritik hale getiriyor. Bölgedeki zemin yapısı ve Marmara Denizi’ne olan yakınlık, olası bir depremde tesislerin ve çevrenin daha büyük zararlar görmesine yol açabilir. Derin drenaj sistemleri aracılığıyla denize bırakılacak olan kimyasal atıklar, Marmara Denizi’ndeki ekosistemi daha da zayıflatacak ve müsilaj gibi çevre felaketlerinin tekrarına yol açabilecektir. Bu kapasite artışı, sanayiye ekonomik katkı olarak görülemez; aksine, doğaya ve özellikle Marmara Denizi’ne büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Bununla birlikte, Gemlik Körfezi’nde balıkçılık yapanların geçim kaynakları da bu projeden olumsuz etkilenebilir. Kimyasal atıkların denize bırakılması, körfezdeki su kalitesini düşürecek ve deniz yaşamını tehlikeye atacaktır. Bu durum, balıkçılık faaliyetlerini sürdüren yerel halkı ciddi şekilde etkileyebilir.

Daha da endişe verici olan ise, bu projeyle ilgili geçmişte açılmış davaların halen istinaf aşamasında olmasına rağmen, kapasite artışı planlarının nasıl bu kadar hızlı ilerlediğidir.

Davaların sonuçlanmadan projeye devam edilmesi, çevreye ve bölge halkına karşı büyük bir sorumsuzluk olarak değerlendirilmektedir. Yargı süreci tamamlanmamışken, projenin ilerlemesi ve kapasite artırımı için adım atılması, hukuki süreçlerin dikkate alınmadığına işaret ediyor.

Tüm bu duruma rağmen, firmanın geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yaptığı ilgili kapasite artışı müracaatının Bakanlık yetkililerince jet hızıyla sonuçlandırılması ve Marmara Denizi, Gemlik Körfezi ve bölge için oldukça kritik önemdeki bu devasa kapasite artışı talebine Bakanlıkça “ÇED Raporu Gerekli Değildir” kararı verilmiş olması da son derece şaşırtıcı ve kritik önemde….

Oysa Bakanlık bu projeden kaynaklı tehdidin boyutlarını ve alınacak önlemleri titizlikle ele almak, incelemek ve denetlemek zorunda. Bölge halkı ve çevreciler, sanayi faaliyetlerinin doğa üzerindeki olumsuz etkilerinin önüne geçilmesi ve Gemlik gibi depreme duyarlı bölgelerde bu tür projelerin daha titizlikle ele alınması için harekete geçmesini bekliyor.

Marmara Denizi’nin, Gemlik Körfezi’nin ve Gemlik’in geleceği için daha dikkatli ve sürdürülebilir çözümler üretilmesi gerektiği ortadadır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.