KÜL OLAN SADECE AĞAÇLAR MI?

Göz göre göre yandık yine.
Ağaçlar değil sadece, vicdanlar da yandı.
Yanan ormanlarmı? sadece, içimiz de kül oldu.
Bir ağaç…
Ortalama 30-50 yılda büyür.
Yani bir çocuğun doğup üniversite bitirmesi kadar zaman alır.
Sonra bir düğünde 10 SANİYELİK HAVAİ FİŞEK patlamasıyla tutuşur, yanar, kül olur.
Düğün sahibi “EĞLENİYORUZ CANIM, ÇOK DA BÜYÜTMEYİN” der.
Orman mı?
Onun sesi çıkmaz…
AMA İÇİNDE ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA CAN VEREN SİNCAPLARI, KUŞLARI, KİRPİKLERİ KİM DUYAR?
Bir piknik alanı…
Hafta sonu eğlence uğruna yakılan mangal, bırakılan izmarit…
Sonrası: binlerce hektar kül.
SAHİ, EĞLENDİĞİN GÜNÜN SONUNDA KAÇ CANLIYI ÖLDÜRDÜĞÜNÜN FARKINDA MISIN?
Bu ülkenin ciğerleri yanarken hala ormanlık alanlara girişler serbest.
Hala havai fişek serbest.
Hala tedbirsizlik, hala vurdumduymazlık…
Devlet yetkilileri her seferinde “inceleme başlatıldı” diyor.
Oysa doğa bizi çoktan inceleyip kararını verdi:
“İNSAN OĞLU, BU GEZEGENE FAZLA ZARAR VERİYOR.”
Ne yazık ki biz bu dünyaya “İNSAN” olarak gelmişiz ama HAYVANLAR KADAR MASUM OLAMAMIŞIZ.
Düşünsenize, bir sincap kendi yuvasını yakar mıydı?
Bir geyik çocuklarının yaşadığı ormanı tutuşturur muydu?
Ya da bir kuş, yuvasını yok eden zevke “EĞLENCE” der miydi?
EMPATİ YOK.
MERHAMET YOK.
DOĞAYA SAYGI YOK.
Ve hala biz, her yıl bu ateşe göz yummaya devam ediyoruz.
Bu ihmaller zinciri artık sabır sınırlarını da aşmıştır.
Vicdanı olan herkesin bu yangınlara karşı yükselmesi, susmaması gerekir.
Çünkü bu ateş, er ya da geç İNSANLIĞIN KENDİ EVİNİ DE YAKACAK.
Ve işte o zaman, ne düğün kalır ne eğlence…
Sadece koca bir küller yığını…
Ve o küllerin içinde BİR ZAMANLAR“CENNET” OLAN ORMANLAR…
Kalın sağlıcakla..
Selahattin Çelik