Gemlik Kent Konseyi: Siyasi Kumpas mı, İhmal mi?
29 Haziran’da yapılan Gemlik Kent Konseyi seçimleri, kentte önemli bir değişimin habercisi oldu. Sedat Akkuş’un başkan seçilmesiyle birlikte, 97 dernek ve STK temsilcisi tarafından kullanılan sarı oy, kentteki değişim arzusunu açıkça ortaya koydu. Ancak, bu seçimlerin ardından geçen yaklaşık bir aylık süreçte, Gemlik Kent Konseyi’nin karşılaştığı zorluklar ve ihmal, kent yönetiminin bu kuruma yaklaşımını sorgulatıyor.
Başkan Sedat Akkuş ve ekibi, kendilerine tebrik için randevu talep edenlerin taleplerine “Yerimiz henüz belirlenmedi” yanıtını aldı. Bu durum, kent konseyi başkanlığına seçilen birinin, yer sorunu nedeniyle tebrik edilememesini anlaşılmaz kılmakta. Başkan Akkuş’u yakından tanıyanlar, bu durumu kendi başına koyma veya küçümseme düşüncesinin olmadığını bilmektedir. Ancak, yönetim seviyesinde yaşanan bu belirsizlikler, bir başka gerçeği ortaya koyuyor: Kent konseyi, belediye yönetimi tarafından göz ardı mı ediliyor?
Geçmişte, kent konseyine tahsis edilen yerler varken, şimdi neden böyle bir yer tahsis edilemiyor? Kent Müzesi’ne verilen yerin durumu ise ayrı bir tartışma konusu. Çürümekte olan, düzgün bir ısınma ve güvenliği bulunmayan bu yerin, kent konseyine tahsis edilmesi, kent yönetiminin konsey ile olan ilişkisini sorgulatıyor. Bu durum, “bizden değilse, kenara itelim” yaklaşımını çağrıştırıyor ve siyasi kokular alındığını düşündürüyor.
Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren’e bu konuda açık bir soru yöneltmek gereği doğuyor: Birlikte başaracağımızı söyledik, ama bu nasıl bir işbirliği? Mehmet Uğur Sertaslan’ın kucaklayıcı yönetim tarzı göz önüne alındığında, mevcut uygulamaların neden bu kadar dar ve kısıtlayıcı olduğu anlaşılmamaktadır. Aynı parti mensubu olan bir yöneticinin, önceki başkanın uygulamalarına tamamen zıt bir politika izlemesi, kent sakinlerinin hakkını savunmak için ortaya koyduğu demokratik yapı ve temsil anlayışını sorgulamaktadır.
Gemlik’te kent konseyinin bu şekilde köşeye itilmesi, sadece bir yer tahsisi meselesi değil, aynı zamanda demokratik yönetim anlayışının bir yansımasıdır. Kent konseyinin etkin bir rol oynayabilmesi için, sadece fiziksel bir mekâna değil, aynı zamanda yönetimsel destek ve saygıya da ihtiyacı vardır. Şu an yaşanan durum, bu ihtiyacın ne kadar göz ardı edildiğinin ve bu durumun kentteki demokratik sürece nasıl zarar verdiğinin açık bir göstergesidir.