Dr. Seyfi Arkan Bir Yapının Anlatısı: Tarihi Bellekten Toplumsal Hizmete: Bir Yapının ve Bir Hekimin Mirası

Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemi Türk ev mimarisinin zirveye ulaşan bir örneği olarak bu yapı, yalnızca bir mimari eser değil, aynı zamanda tarihî bir bellek, kültürel bir anıt ve toplumsal kimliğin temsilcisidir. Ahşap işçiliğinin zarafeti, taşın dayanıklılığı ve her bir detayın ardındaki ustalık, bu yapıyı hem estetik hem de fonksiyonel açıdan eşsiz kılar. Geçmişin izlerini taşırken, aynı zamanda geleceğe aktarılması gereken bir kültürel miras olarak, bu yapı, sadece bir mimari anıt değil, yaşanmışlıkların ve dönüşümlerin somut bir ifadesidir. Bu nedenle korunması ve yaşatılması büyük bir öneme sahiptir.
Bu yapı, Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemi Türk ev mimarisinin zarif ve özgün unsurlarını bir araya getirerek dönemin estetik anlayışını, yaşam biçimini ve toplumsal yapısını gözler önüne seriyor.
Hem mimari özellikleri hem de tarihî ve kültürel bağlamı ile bu yapı, yalnızca bir inşaat örneği değil, geçmişin izlerini taşıyan ve geleceğe aktarılması gereken bir kültür varlığıdır.
Malzeme ve yapı stili açısından, iç ve dış cephesindeki ahşap detaylar, dönemin estetik anlayışını yansıtır. Ahşap, sivil mimaride hem işlevsel hem de estetik bir malzeme olarak yaygın bir şekilde kullanılmış ve burada mekâna sıcaklık ve zarafet katmıştır. Ahşapla sıva birleşiminin yer aldığı dış cephe, görsel açıdan başarılı bir harman oluşturur ve yapıya hem sağlamlık hem de zarafet kazandırırken, tarihî kimliğini de korur. Ahşap yüzeylerin sağlam ve iyi korunmuş olması, restorasyon sürecinin ne kadar başarılı olduğunu gösterir.
Cephe ve dış mekân tasarımı, yapının dikkat çekici unsurlarından biridir. İkinci ve üçüncü katlardaki çıkmalar (cumbalar), hem iç mekânda alan kazandırır hem de sokağa hâkim bir görüş açısı sağlar. Bu çıkmalar, görsel açıdan zenginlik oluşturur ve geniş ahşap çerçeveli pencereler, iç mekânın doğal ışıkla aydınlanmasını sağlar. Eğimli çatı, geleneksel Türk evlerinde yağışlı iklim için tercih edilen bir tasarımdır ve yapının dayanıklılığını artırırken, estetik bir zarafet kazandırır.
İç mekân düzeni de ahşap merdivenler ve korkuluklarla dikkat çeker. Geleneksel Türk evlerinde önemli bir sanattır ve el işçiliğiyle yapılmış oymalarla bezeli merdiven korkulukları, yapının zarifliğini ve estetik değerini ortaya koyar. Ayrıca, iç mekânın dar koridorlar ve bölümlenmiş alanlar ile şekillendirilmiş olması, sosyal ve özel alanların ayrılmasını sağlar. Harem ve selamlık arasındaki ayrım, Osmanlı toplumunun sosyal yapısını yansıtan bir özelliktir.
Tarihî ve kültürel bağlamda, bu yapının bir Mübadele Evi olarak adlandırılması, onu bir tarihî hafıza alanı haline getirir. 1923’teki nüfus mübadelesi sırasında, çok sayıda Osmanlı evi göçmenlere tahsis edilmiş ve onların yaşam alanı olmuştur. Bu yapı da mübadeleye uğramış ailelerin anılarını yaşatan bir mekân olarak önemli bir kültürel mirası temsil eder.
Yapının iç mekân düzeni, modern bir müze anlayışıyla tasarlanmıştır. Duvar yazıları ve sergi elemanları ile yapı, ziyaretçilere estetik bir deneyim sunarken, tarihî ve kültürel değerini aktarmayı amaçlar. Geleneksel unsurlar ve modern sergi düzenlemeleri, geçmiş ve bugün arasında bir köprü işlevi görür. Fakat yapı günümüzde müze olarak değil Mübadele ve Anı Evi olarak kullanılmaktadır.
Sonuç olarak, bu yapı, Gemlik sivil mimarisinin geleneksel özelliklerini taşırken, aynı zamanda mübadele tarihini ve kültürel mirası yaşatan nadir örneklerden biridir. Mimari açıdan büyük bir değere sahip olan bu yapı, geçmişin izlerini taşımakla kalmaz, aynı zamanda günümüze taşır ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlar. Hem estetik hem de işlevsel açıdan tarihî bir değer taşıyan bu ev, toplumsal yapı ve kültürel değerlerle doğrudan ilişkilidir. Bu yapıyı anlamak, yalnızca bir dönemin mimari estetiğini değil, aynı zamanda toplumsal yaşamı ve kültürel normları da anlamayı sağlar.
Dr. Seyfi Arkan, Gemlik’te uzun yıllar boyunca iz bırakmış, halk sağlığına önemli katkılarda bulunmuş bir doktordur. 1945 yılında Belediye Doktoru olarak göreve başlayan Arkan, 1992’deki vefatına kadar ilçenin sağlık hizmetlerinde büyük bir rol üstlenmiştir. Sınırlı tıbbi imkanlarla çalışmasına rağmen, her zaman doğru teşhis koyarak, hastalarına şifa olmayı başarmıştır. İlaç tedavisinin yanı sıra, verdiği takviyelerle de ün kazanmış ve hastalarına her zaman en iyi şekilde yardımcı olmaya çalışmıştır. Dr. Arkan, sağlık alanındaki yaklaşımında her zaman insan odaklı olmuş, paraya el sürmeden, tamamen vicdani sorumlulukla görevini yerine getirmiştir.
Gemlik halkı, Dr. Arkan’ı sadece bir doktor olarak değil, aynı zamanda yüksek kültürel seviyeye ve geniş bir dünya görüşüne sahip bir insan olarak da tanımaktadır. İnsan sağlığını her şeyin önünde tutan ve hastalarına sadece fiziksel değil, moral desteği de sunan Arıkan, bir sağlık çalışanı olmanın ötesinde, ilçenin sosyal yapısına da büyük katkılar sağlamıştır. Onun halkla kurduğu güçlü bağ ve insanlara verdiği güven, onu sadece bir hekim değil, aynı zamanda Gemlik’in manevi liderlerinden biri yapmıştır. Dr. Seyfi Arkan, sağlık hizmetlerine verdiği katkıların yanı sıra, yüksek etik değerleri ve dürüstlüğüyle de her zaman hatırlanacak bir isimdir.