“Bu bir şehircilik değil, vatandaşı yok etme modelidir”

İmar Yasası mağdurlarını temsil eden İmar Yasasına Takılanlar Derneği, mevcut yasal düzenlemelere ve uygulamalara sert tepki göstererek kamuoyuna güçlü bir çağrıda bulundu. Dernek tarafından yapılan açıklamada, vatandaşların hatalı planlamalar, çarpık mevzuat ve keyfi uygulamalar nedeniyle mağdur edildiği vurgulandı.

Dernek yetkilileri, “Plansızlık, tutarsız yönetmelikler ve çözüm üretmeyen bir sistem yüzünden insanlar evlerinden, arsalarından, yaşantılarından koparılıyor. Bu bir şehircilik değil, vatandaşı yok etme modelidir” ifadelerine yer verdi.

Açıklamada ayrıca:
– Mülkiyet hakkının çiğnendiği,
– Kentsel dönüşümün rant projelerine dönüştüğü,
– Mahkemelik olan binlerce mağdur dosyasının çözüm beklediği,
– Siyasi iradenin sessizliğini koruduğu,

vurgulandı. Dernek, çözüm için acil yasa revizyonu ve halkı önceleyen şehircilik politikalarının hayata geçirilmesini talep etti.

“Bu sorun yalnızca bir imar meselesi değil, sosyal adalet ve yaşam hakkı sorunudur” diyen dernek, mağdur vatandaşlara birlik olma çağrısı yaptı.

İMAR YASASINA TAKILANLAR DERNEĞİ’NDEN SERT ÇAĞRI: “YANLIŞ YÖNETİM VATANDAŞI YOK EDİYOR!”

İmar Yasasına Takılanlar Derneği Genel Başkanı İbrahim Hacıoğlu, 2014 yılında yürürlüğe giren Büyükşehir Yasası ve 2018’de çıkarılan İmar Barışı’nın ardından yaşanan mağduriyetlere çok sert tepki gösterdi. Hacıoğlu, köylerin mahalleye dönüşmesi ve sonrasında iptal edilen yapı kayıt belgeleri ile yüzlerce vatandaşı mağdur eden sürecin Türkiye’nin dört bir yanında büyük sorunlara yol açtığını belirtti.

“VATANDAŞIN YUVASI, POLİS VE JANDARMAYLA YIKILIYOR!”

Hacıoğlu, 26 Kasım 2025 tarihinde Muğla iline bağlı Menteşe Belediyesi’nin, köydeki evlerini yasal süreci tamamladığı halde yıktığını, bu nedenle mağdur olan vatandaşların bir anda evsiz kaldığını belirtti. “Bu vatandaşlar bugün evlerini terk etmiş, belki de şehirde kiracı olarak yaşamaya başlayacaklar. Birçok insan, yıllarca kendi köyünde yaşarken, şimdi nerede barınacaklarını bile bilemiyorlar” diyen Hacıoğlu, yaşanan dramı gözler önüne serdi.

Hacıoğlu, barınma, beslenme ve sağlık gibi temel ihtiyaçların Anayasa ile güvence altına alındığını hatırlatarak, “Bugün, devletin kendi vatandaşını mağdur etmesine göz yumuluyor. Büyükşehir Yasası ve İmar Barışı yüzünden evlerini kaybeden bu insanlar, Jandarma ve polis eşliğinde evlerinden sürülüyor. Belediyeler, imar planlarını yapmadıkları için, vatandaşın yuvası yıkılıyor. Bu büyük bir haksızlıktır!” diyerek, süreci sert bir şekilde eleştirdi.

“YANLIŞ YÖNETİM DERHAL SON BULMALI!”

İbrahim Hacıoğlu, hükümetin bu yanlıştan bir an önce dönmesi gerektiğini vurguladı. “Bu yanlış yönetimle daha fazla ilerlenemez. Vatandaşın kendi mülkü üzerinde inşa ettiği, az katlı, afet riski taşımayan yapıları korumak için düzenlemeler yapılmalı. Eğitimli, planlı ve sağlıklı bir yapılaşma için devletin hemen harekete geçmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

“VATANDAŞ DEVLETİNE KÜS OLMAMALI!”

“Vatandaş devletine küs olmamalı, küs bırakılmamalıdır!” diyerek, mağduriyet yaşayan tüm vatandaşların devletle olan bağlarının kopmaması gerektiğini belirtti. “Bu yaşanan acılar, bu ülkede kimseye hayır getirmez. Mağduriyetleri görmeyen, sesini duymayan bir yönetim, bu ülkeyi daha da karanlık bir geleceğe sürükler” diyerek, yetkililere sert bir uyarı yaptı.

“GÖZYAŞLARIYLA SESLENEN VATANDAŞLARA KULAK VERİLMELİ!”

Geçmişte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gözyaşları içinde dileklerini ileten vatandaşları hatırlatan Hacıoğlu, “Bu insanlar yıllardır çaresiz bir şekilde devlete sesleniyor. Ne medya, ne de yetkililer buna kulak veriyor. Herkes üç maymunu oynuyor. Ama bu kayıtsızlık, sonrasında tüm toplumu büyük bir felakete sürükleyecektir” dedi.

“DEVLETİN GÖREVİ, VATANDAŞI YOK ETMEK DEĞİLDİR!”

İbrahim Hacıoğlu, yaşanan sürecin devletin temel görevleriyle çeliştiğini belirterek, “Devletin görevi, vatandaşını yok etmek, mağdur etmek değildir. Devlet, halkını korumalı, onların en temel haklarını güvence altına almalıdır. Bugün yaşananlar, sadece imar yasaları ve yapılan düzenlemeler değil, bir sistem krizidir” şeklinde konuştu.

İmar Yasası ve İmar Barışı’nın ardından yaşanan bu büyük mağduriyetlerin, bir an önce giderilmesi gerektiğini savunan Hacıoğlu, tüm yetkililere seslendi: “Eğer bir an önce çözüm bulunmazsa, bu sorun sadece o evlerin yıkılmasıyla kalmaz; toplumun tüm yapısını ve güvenini sarsar. Bu ülkenin her vatandaşı, kendi evinde huzur içinde yaşama hakkına sahiptir. Bu hakkın yok edilmesine izin verilmemelidir!”