“Yargıyı Siyasetin Sopası Yapmanıza İzin Vermeyeceğiz!”
Zafer Partisi Bursa İl Başkanı Cihat Gazi’den Bahçeli Davasında Çok Sert Çıkış
BURSA – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye hakaret iddiasıyla açılan soruşturma kapsamında bugün Bursa Adliyesi’nde ifade veren Zafer Partisi Bursa İl Başkanı Cihat Gazi, hem savunmasında hem de adliye çıkışında yaptığı açıklamalarda sert ifadelerle yargının siyasete alet edilmesini hedef aldı.
“Siyasetçi eleştiriden kaçıyorsa o koltuğu işgal etmesin”
Bahçeli’nin şikâyeti üzerine ifade veren Gazi, savunmasında anayasal hakları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni hatırlatarak, kamuya mal olmuş kişilerin eleştiriden kaçamayacağını vurguladı. Gazi, şu ifadeleri kullandı:
“Biz milletimizin çıkarını savunuruz. ‘Kimler kimlerle beraber’ demek de, ‘Teröristi de terörü de bitireceğiz’ demek de siyasetin tabiatında vardır ve devletin her kademesinde kullanılan ifadelerdir. Terörle mücadeleyi savunmayı ‘hakaret’ olarak yorumlamak, hukukla alay etmektir.”
Bahçeli’nin Öcalan sözleri dosyada: “Somut ifadeler ortada”
Savunmasında davanın siyasi bir nitelik taşıdığına dikkat çeken Gazi, Devlet Bahçeli’nin teröristbaşı Abdullah Öcalan’a yönelik son dönemdeki açıklamalarını hatırlatarak şunları söyledi:
“Öcalan’a ‘şükranlarını sunduğu’ ve ‘İmralı ile görüşmeye hazır olduğu’ yönündeki beyanları ortada dururken, bizim yaptığımız paylaşımı hakaret diye nitelemek, gerçekleri tersyüz etmektir. Bizim sözlerimiz hakaret değil, apaçık bir durum tespitidir.”
“Bizi korkutamazsınız, bizi susturamazsınız”
İfade sonrası sert bir açıklama yapan Gazi, Türkiye’de hukuk sisteminin muhalefeti bastırmak için açıkça kullanıldığını söyleyerek şöyle konuştu:
“Adalet, siyasi aktörlerin önünde bir sopa gibi sallanamaz. Yargıyı cezalandırma mekanizmasına dönüştürmek, demokrasiye yapılabilecek en büyük ihanettir. Biz Türk Milleti’nin varlığını, devletimizin kurucu haklarını savunmaktan bir adım geri çekilmeyeceğiz. Genel Başkanımız Ümit Özdağ’ın da söylediği gibi: Bizi öldürmeden susturamazsınız.”
Gazi’nin bu sert çıkışı, Türkiye’de ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve siyasi baskı tartışmalarını bir kez daha ülke gündeminin merkezine taşıdı.