“Yeşili Korumak, Vatanı Savunmaktır”

Hürriyetçi Tarım ve Orman Sendikası Genel Başkanı Muzaffer Genç, yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’de yaşanan orman yangınlarının boyutuna, nedenlerine ve alınması gereken önlemlere ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Genç, “Her yaz yüreğimiz yanıyor, ama asıl yanmakta olan Yeşil Vatanımızdır. Artık orman yangınlarını sadece doğal afet olarak görmek büyük bir hata olur.” ifadelerini kullandı.

2025’te 3.180’in Üzerinde Orman Yangını

Genç, iklim değişikliği ve artan sıcaklıkların etkisiyle 2025 yılı içinde 3.180’in üzerinde orman yangını çıktığını belirterek, yangınların nedenlerine ilişkin resmi verilere dikkat çekti. Buna göre yangınların %30,7’si ihmal ve dikkatsizlikten, %6,1’i kazadan, %4,2’si kasıttan, %13,7’si doğal nedenlerden kaynaklanırken, %45,2’sinin sebebi hâlâ belirlenememiş durumda.

“Yani ülkemizde çıkan her iki yangından biri, nedeni bilinmeden kayıtlara geçiyor. Bu, ciddi bir araştırma ve koordinasyon eksikliğini gösteriyor.” diyen Genç, bu konuda özel birim kurulmasının artık bir zorunluluk olduğunu vurguladı.

Son 10 Yılda 255 Bin Hektar Alan Yandı

Anadolu Ajansı verilerini paylaşan Genç, son on yılda 28 bin orman ve 29 bin 500 kırsal yangında toplam 255 bin hektar alanın kül olduğunu ifade etti. Sadece 2025 yılında 80 bin hektarlık alanın yandığını belirterek, “Henüz yıl bitmeden, 2025 yılı yangınlarda en fazla alanın tahrip olduğu ikinci yıl oldu.” dedi.

Genç, 1937–2024 yılları arasında Türkiye’de 126.270 orman yangını çıktığını, bunun yıllık ortalama 1.435 yangına denk geldiğini belirtti. Ancak son yıllarda bu ortalamanın iki katına çıktığına dikkat çekti.

Kaybedilen Canlar ve Artan Risk

2025 yılında yaşanan yangınlarda 10’dan fazla vatandaşın ve görevlinin hayatını kaybettiğini, 50 binden fazla kişinin tahliye edildiğini hatırlatan Genç, “Bu felaketlerde sadece ağaçlarımız değil, insanımız, canlılarımız ve geleceğimiz yanıyor.” dedi.

Yangınlarla mücadelede Orman Genel Müdürlüğü (OGM) personeli ve gönüllülerin “canlarını hiçe sayarak görev yaptıklarını” söyleyen Genç, 27 yangın söndürme uçağı, 105 helikopter, 14 İHA, 6 bine yakın kara aracı ve 25 bini aşkın personelin sahada görev yaptığını belirtti. Buna rağmen “yangınlara erken müdahale başarısı artarken, söndürme başarısının neden yetersiz kaldığının” sorgulanması gerektiğini ifade etti.

“Yanan Ormanlar Şeffaf Şekilde Yeniden Yeşertilmelidir”

Basın açıklamasında Anayasa’nın 169. maddesine atıfta bulunan Genç, yanan orman alanlarında başka amaçla kullanım yapılmaması gerektiğini hatırlattı. Ancak kamuoyunda bu konuda ciddi bilgi kirliliği olduğunu belirterek, “Devlet kurumları, yanan bölgelerin yeniden ağaçlandırılma sürecini şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşmalı, görsellerle bilgilendirme yapmalıdır. Bu, güveni artırır.” dedi.

Liyakat, Eğitim ve Personel Eksikliği Vurgusu

Yangınlarla mücadelede insan faktörünün hayati önemde olduğunu belirten Genç, eğitimli personel sayısının yetersizliğine dikkat çekti.
Özellikle “Buca Orman Yangınları İşçi Eğitim Merkezi’nin” Dokuz Eylül Üniversitesi’ne devrinin yanlış bir karar olduğunu belirterek merkezin yeniden Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlanmasını istedi.

Genç, yangın personelinin eğitim, motivasyon ve özlük haklarına ilişkin de şu soruları yöneltti:

“Yangın bölgelerinde görev yapan personelin yeterli eğitimi alıyor mu? Yangın tazminatı neden düşürüldü? Geçici işçiler kadroya alınmayacak mı? Deneyimli personel yerine düşük maaşlı yeni işçilerin alınması yangın tecrübesini zayıflatmadı mı?”

“Yangın Amirliği Sistemi Kurulmalı”

Genç, orman yangınlarında koordinasyon eksikliğine dikkat çekerek, her bölgede “Yangın Amiri” görevlendirilmesi gerektiğini söyledi.
“Yangın bölgesinde asıl otorite mülki amir değil, yangınla mücadelede uzman olan Yangın Amirleri olmalıdır. Müdahale sürecinde hava ve kara araçlarından insan gücüne kadar her kaynak bu amirin kontrolünde olmalıdır.” ifadelerini kullandı.

AFAD’ın Rolü ve Kurumlar Arası Yetki Sorunu

Yangın söndürme çalışmalarında AFAD’ın koordinasyon rolünü de eleştiren Genç, “AFAD elbette önemli bir kurumdur, ancak orman yangınlarında yılların deneyimine sahip OGM personelinin yetki alanına giren konularda karar merci olması doğru değildir. Bu, zaman kaybına yol açar.” dedi.

“Orman Yangınları Artık Ulusal Güvenlik Sorunudur”

Genç, orman yangınlarının sadece çevresel değil, ulusal güvenlik meselesi hâline geldiğini vurguladı.
Emekli Amiral Cem Gürdeniz’in “Orman yangınları hibrit savaşın bir parçası hâline gelmiştir” sözlerini hatırlatarak, şu değerlendirmede bulundu:

“Her yaz, Yeşil Vatanımız düşman işgaline uğramış gibi yanıyor. Artık devlet, ordu, sivil toplum ve halk olarak bu tehdidi bir savaş disipliniyle ele almalıyız. Orman yakmak, sadece doğa suçu değil, terör eylemidir. Bu fiiller terör suçu kapsamına alınmalı ve ağır cezalar uygulanmalıdır.”

Son Çağrı: “Yeşil Vatanı Korumak, Vatanı Savunmaktır”

Basın açıklamasını, “Ormanları korumak vatanı korumaktır” sözleriyle bitiren Genç, yetkililere, kurumlara ve vatandaşlara şu çağrıyı yaptı:

“Her yıl aynı acıları yaşamamak için artık kalıcı önlemler alınmalı. Yanan ormanlarımızı yeniden yeşertmek, çocuklarımıza nefes olacak Yeşil Vatanı korumaktır. Yeşil Vatanı korumak, vatanı savunmaktır.”