Dolar 39,5679
Euro 45,4626
Altın 4.284,38
BİST 9.102,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa 32°C
Parçalı Bulutlu
Bursa
32°C
Parçalı Bulutlu
Cum 32°C
Cts 28°C
Paz 26°C
Pts 28°C

Ateşle Oynayanlar Yarın Ne Diyecek?

Ateşle Oynayanlar Yarın Ne Diyecek?
19 Haziran 2025 07:04
A+
A-

Yaz geldi. Kuraklık bir yandan, bilinçsizlik bir yandan toprağı tehdit ediyor. Ve biz, aynı filmi bir kez daha izliyoruz. Nerede mi? Benni altındaki çöp aktarma istasyonunda. Tarım arazilerinin ortasında, zeytinliklerin göbeğinde, göz göre göre ateş yakılıyor. Hem de hiçbir önlem alınmadan, kimseyi umursamadan.

Birileri hâlâ anlamamış olacak ki, Türkiye’nin dört bir yanında geçmişte yaşanan yangınlardan ders alınmamış. Ormanlar yandı, köyler kül oldu, hayvanlar can verdi, insanlar evsiz kaldı. Ama ne fayda! Aynı duyarsızlık, aynı vurdumduymazlık sürüyor. Bu kez tehdit sadece doğayı değil, insan hayatını da doğrudan etkiliyor. Çünkü bu istasyonun çevresinde TOKİ konutları var. İnsanlar aileleriyle yaşıyor orada. Ayrıca yakın bölgede işletmeler, iş yerleri, geçimini oradan sağlayan onlarca emekçi var.

Ve en önemlisi: Marmara’nın incisi, bölgenin simgesi olan zeytin ağaçları bu tehlikenin tam ortasında! O zeytinlikler sadece ağaç değil; çiftçinin ekmeği, çocuğunun okul masrafı, kışlık yağı, borcunu kapatacak son umudu. Bir anlık dikkatsizlikle o ağaçlar yok olursa, bir sezon değil, yıllar kaybolur. Zeytin ağacı kolay yetişmez, ürün vermesi zaman alır. Hele ki çiftçi bu kadar zordayken, mahsulünün yanması demek onun yıkılması demektir.

Bölge halkı haklı olarak isyanda: “Geçen yıl da söyledik, dikkate alan olmadı. Bu işin sonu büyük felaket olur,” diyorlar. Peki seslerini duyan var mı? Şimdilik yok. Herkes sus pus. Oysa susmak, bu ateşe ortak olmak demek!

Buradan soruyorum: Bu ateşi yakan kim? Denetim nerede? Sorumlular neyi bekliyor? Felaket geldikten sonra mı önlem alacağız? TOKİ konutlarında yaşayan yüzlerce insanın canı tehlikedeyken, zeytinlikler alevlerin eşiğindeyken hâlâ seyretmek nasıl bir cesarettir?

Yetkililerden beklentimiz çok açık:
Bu sorumsuzluğa hemen müdahale edin. Bu ateşi hemen söndürün. Bu aktarma istasyonunu denetleyin ya da yerini değiştirin. Çünkü bu sadece bir çevre meselesi değil, bu bir yaşam mücadelesidir.

Ateşle oynayanlar, yarın ne diyecek?
Yanmış zeytin ağaçlarına, dumandan zehirlenen çocuklara, işini kaybeden emekçiye ne cevap verecekler?

Sessizlik artık çözüm değil. Göz göre göre gelen felakete karşı hep birlikte dur demeliyiz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.