
Gemlik’te bir sessizlik var. Gözle görülmeyen ama hissedilen, kulakla duyulmayan ama zihinlerde yankı bulan bir sessizlik bu. Özellikle Sayın Belediye Başkanımızın göreve geldiği ilk günlerdeki aktif sosyal medya kullanımı(Tabii ki abartıya kaçtığı aşikardı) ve kamuoyuyla kurduğu güçlü iletişim, bugün yerini daha temkinli ve arka planda yürütülen bir yönetime bırakmış gibi görünüyor.
Oysa Gemlik, doğası, denizi ve tarihiyle sadece bir ilçe değil, aynı zamanda büyük potansiyellerin, aynı zamanda ciddi risklerin de merkezidir.
Deprem, bu risklerin başında geliyor. Herkesin bildiği ama konuşmaktan kaçındığı bu gerçek, çözüm bekleyen bir haykırış gibi duruyor ortada. Kent dönüşümü, güvenli yapılaşma, afet planlaması… Bunlar ertelenemez meselelerdir. “Vakit nakittir” derler, ama unutmayalım: Vakit aynı zamanda hayattır.
Müsilaj da bir o kadar önem arz ediyor.
Bir yıl geride kaldı. Bu süreçte belediye yönetiminde sık sık görev değişiklikleri yaşandı.
İstifalar, atamalar, yeni yüzler… Bunların her biri doğal olabilir elbette. Ancak devamlılık, kamusal hizmetlerde başarının temel taşıdır. “Ayağını yorganına göre uzat” atasözümüz, kaynak yönetimiyle birlikte aslında istikrarın önemini de anlatır.
Bir plan varsa, o plana sadık kalmak; bir ekip varsa, o ekibe güvenmek gerekir.
Komisyonlarda da yeni döneme girildi. Önümüzde dört yıl daha var. Bu uzun değil ama boşa harcanırsa da çok kıymetli bir zaman.
Şeffaflık, katılımcılık ve iletişim; hem yerel yönetimin, hem de yurttaşların güvenini pekiştirir.
Çünkü halk, sadece hizmete değil, görülmeye ve duyulmaya da ihtiyaç duyar.
Gemlik halkı çözüm ister, umut görmek ister. Belki sosyal medyada daha az görünür olabilir yöneticilerimiz, ama biz onları sahada, projelerde, toplantılarda, halkın arasında eylemlerle görmek isteriz.
Unutmayalım ki “Söz uçar, icraat kalır.”
Sessizliğin içindeki sesi duymak için kulak vermek gerek.
Gemlik’in geleceği için, şimdi o sesi duyma zamanıdır.